20 Şubat 2013 Çarşamba

Kendini Sevmek Özgürleştirir



Kendini Sevmek Özgürleştirir

Nedensiz yere kendini sevmek ve kendinle barışık olmak, sevginin sebep ve koşullara bağlandığı bir dünyada çok garip bir şeymiş gibi algılanabilir.
Sevgiye layık olmak ve onu hak etmek için yerine getirilmesi ve olması “gerekenlerin” listesi bilincimizin derinliklerine kazınmış durumda. Derinlerde bir yerlerde kendimizi sevmiyor, yetersiz ve çaresiz hissediyoruz.  İhtiyacımız olan sevgi ile tamamlanma duygusu insanları alıyor ve çeşitli mecralarda bu eksikliği tamamlama uğruna, sonu yine eksiklikle biten ve yine eksiklikten yola çıkılan türlü deneyimlere sürüklüyor.
Günlük yaşamımızda pek çok kanaldan, doğru ve yanlışlara dair binlerce inanç kalıbının içimize işlemesi çok kolay olabiliyor. Tüm bunlar sınırlı varlıklar olduğumuza inanmamızı  ve doğuştan sahip olduğumuz yaratıcılığımızı ve özgürlüğümüzü unutmamızı sağlayan katmanları daha da güçlendiriyor.
Bizlere başkalarını sevmemiz, şefkat göstermemiz ve onlara saygı göstermemiz öğretiliyor. Toplum tarafından oluşturulmuş rollere uygun hareket etmemiz ve çok sayıda beklentiye karşılık vermemiz bekleniyor. Dolayısıyla kendimizi hiç istemediğimiz rolleri oynamak zorunda hissediyoruz ve seçtiğimiz gibi bir yaşamı deneyimlemek mümkün olamıyor. Böylesine bir yaşam her geçen gün bizi kim olduğumuzdan uzaklaştırıyor. Kendini değersiz, sınırlı hisseden, mutsuz ve depresif hisseden insanlara dönüşüyoruz. Her sabah uyandığımızda hazır bir menüde, hiç istemediğimiz ama yapmak zorunda olduğumuza inandığımız şeylerle dolu bir yaşam bekliyor sanki. Bütün bunları yaparak, kendimizi sevmekten biraz daha uzaklaşıyoruz.
Üst üste birikmiş olan tüm bu deneyimlerin yoğun duygu yükleri ve hayal kırıklıkları, doyumu dışarıda aramaktan yorulmuş insanları, bunun nedenlerini bilmeye ve hayatı daha farklı bir şekilde yaşama anlayışına yönlendirebiliyor.
Bir an için durun ve çevrenize bakın.
Yakınlarınız, akrabalarınız, içinde bulunduğunuz toplum ve tüm insanlık sevgiye ulaşma veya sevgisizlik nedeniyle neler yaşamaktalar?
Bir bakın, sevgi diye adlandırılan şey nasıl da çeşitli anlamlara, şartlara ve beklentilere bürünmüş halde.
Sevgi denen şey ile birlikte gelecek olan tatmin olma halini insanlar nelerde aramaktalar?
Ya siz?
Onu bir ilişkide mi arıyorsunuz?
Tutkunuzu keşfettiğiniz, iyi bir işe, iyi bir gelire, güzel bir eve sahip olduğunuz zaman mı bu tatmin olma halini yaşayacaksınız?
Karizmatik, çekici, zengin, fazla kilolardan kurtulmuş, neşeli, pozitif ve “doğru” bir insan haline geldiğiniz zaman mı?
Bu şablona uymadığınız için kendinizi yargılamakta mısınız?
Sevilebilir olma derdinde misiniz, yoksa önce sizin sevmeniz gerektiğini mi düşünüyorsunuz?
Sevgiye dair gereklilikleriniz var mı?
Sevgiyi almaya ve vermeye layık olabilmeniz için, sizde yoluna koyulması, düzeltilmesi gereken bir şeylerin olduğuna mı inanıyorsunuz?
Kendinizi şu an tam da olduğunuz halinizle, koşulsuz şartsız kabul edebilmek, kendinizden kendinize vereceğiniz sevginin gireceği kapıyı açan anahtardır. Kendini sevmek sizi, dışarıda aramış ve aramakta olduğunuz duygu kırıntılarından, beklentilerden ve bağımlılıklardan özgürleştirir.
Kendine güven, bilinçte genişlemek, huzur ve aydınlanma halleri kendinizi sevmenizin “sonuçları” olarak yaşamınızda ortaya çıkarlar. Kendini sevmeyen insan için hiçbir şey tam anlamıyla doyurucu değildir. Kendini sevmeyen insan, kendinden beslenemediği içindir ki, sürekli dışarıdan doyum arar.
Kendini sevmekten yakıtını alan bir yaşamda, denge hakimdir. Dışarıdan beslenme ihtiyacı yoktur, sadece ruhun neşesi ve tutkusu vardır. O yaşamda ruh ve insan parçası birleşmiştir ve seçimler o birleşmişlikten gelir. Yaşamınızda kimse olmasa dahi ruhun gerçek neşesi yanı başınızda olur.

Alıntı : http://kendinedogru.com/egitimler/kendini-sevmek-ozgurlestirir/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder