15 Şubat 2012 Çarşamba

AİKİDO ' yu bilir misin ?



Bir gül dalı,
Adı Eve,
Koynunda doğacak bebeği…
Bebeğinin adının Samantha olmasını istiyor.
Eve, duru, sakin, çalışkan ve güleryüzlü bir gül, diğer arkadaşlarından biraz farklı, bilgeliğin önemini biliyor, arkadaşları çimenlerin, yaprakların ve diğer tohumların yapısını araştırırken , Eve kokuları duyumsamayı, tek gözünü kapatıp güneşi selamlamayı, dallarına konan kelebeklerle sohbet etmeyi tercih ediyor,
Ovanın ileri gelen yaşlı gül dalları, eski büyücü Matteo, reis Zunda ve konseydeki diğer güller bile Eve ‘e müthiş bir saygı duyuyorlar,
Diğer güller güneşe en yakın yerde durmaya çalışırlarken, Eve yerini  kendinden küçüklere, yaşlılara, güçsüzlere ya da güçlülere veriyor…
Güneşin eşit davranacağından şüphesi yok.
Dalındaki bebek Samantha ile neler yapacağının hayallerini kuruyor, ve şükrediyor.
Bir gün, arkadaşı, uzun kanatlı güvercinin heyecan ve panikle yanına yaklaştığını görüyor.
-Eve, sıkı dur çok güçlü olmalısın, suların yükseleceği ikinci  gün Rüzgar İndra kök söktürecek, fırtına çıkaracak, yağmur, sel, hortum..ortalığı kasıp kavuracak…şimdiden tedbirini al, sularını dallarında depola, gücünü azaltan yapraklarından kurtul.
Diyen güvercin hemen uçup gidiyor.Ve Reise durumu bildiriyor,Reis konseyi topluyor, konsey büyücüye haber veriyor, büyücü dualarına başlıyor.
Güller panik ve dehşet içinde kokularını içlerine kapatıp boyunlarını büküyorlar. Çıt yok.Uçan sinek bile yok.
Suların yükseldiği ikinci gün gelip çatıyor, İndra ve ordusu akın akın ovaya geliyorlar, Tam da güvercinin dediği gibi fırtına, girdap, yağmur , sel…
Reis İndraya haber gönderip konuşmak istediğini söylüyor, İndra kabul ediyor ve mağrur bir edayla yanına gelen Reis Matteoya konuşma imkanı bile vermeden esmeye başlıyor, Reisin Savrulduğunu gören Konsey üyeleri Başkana Haber veriyorlar, Başkan da Mağrur ve bu işleri ben hallederim edası ile geliyor, hop, aynı sonuç, bunu gören Büyücü İndraya yaklaşıyor ve diyor ki, Ben büyücüyüm ne istersem yaparım, ayağını denk al, halkımın geleceğinden sorumluyum, Hop, İnrda için çocuk oyuncağı, Büyücü de yerde , Mat.
Bu sefer , Tüm güller birleşip, Eve ‘ i İndranın yanına göndermeye karar veriyorlar,
Haber uçuyor, İndra kabul ediyor ,
Eve güler yüzüyle İndranın karşısına çıkıyor,
5 Dakikalık bir konuşma sonucunda, İndra ikna oluyor ve Ovayı terk ediyor,
Bayram havası heryeri kaplıyor, güneş çıkıyor, kelebekler dallara konuyor Samantha doğuyor, Reis Eve ‘e şehrin Bilgesi ünvanını veriyor.

Bu işi merak eden arkadaşı Eve ‘ e soruyor…
Nasıl becerdin ?
Sevgili arkadaşım,
Hayatta başımıza ne gelirse gelsin bizim iyiliğimiz için olacağını biliyorum,
Endişe , panik ya da korkunun bize bir faydası olmayacağını da biliyorum,
Gözetildiğimizi , korunduğumuzu, sevildiğimizi de biliyorum,
Sessizliğin gürültüden daha iyiolduğunu biliyorum,
Alçakgönüllülüğün önemli olduğunu, ama en çok da ayna olmamız gerektiğini biliyorum,
Ben sessiz kaldıkça daha iyi bir ayna oluyorum,
İçimi boşaltıp korku dolu duygularımdan arındıkça, temiz havaya içime doluyor ve daha iyi yansıtıyorum, geçirgen oluyorum, enerjim bitmiyor, dengem bozulmuyor, zehirlenmeme fırsat yok, karşımdaki kendini görmeye başlıyor, kendiyle savaşıyor, her şekilde kazanan ben oluyorum.
Sen Aikido ‘ yu bilir misin ?

8 Şubat 2012 Çarşamba

Canım Nayadikom

Benim adım NAYAD
Uzun zaman ismime bir anlam veremedim, boşlukta sallandı benim için,
Annem ve Babamdan almış olduğum bilgi hoşuma gitmedi.
Deniz kızı demekmiş.
Bir kere ne idüğü belirsiz yarı insan yarı balık denizkızlarını sevmem.
İkincisi, Yarım yarım olan şeyleri sevmem,
Üçüncüsü,
Korsanları kandırıp yok olan denizkızları kandırıkçı. Aldatanları da sevmem.
Özgürlüğüm bacaklarım, düşünsene baçaklarım yok, ya da birbirlerine bağlanmış, hareket edemiyorsun, koşamıyorsun mesela, balık kuyruğu olmuş. Balık ta sevmem. Ben vejetaryenim.
Bun kadar sevimsizlikte Adımın nesini seveyim.

Yıllarca sevmedim.
Sonra, Nayad ‘ ı kimse anlamaz,
En azından 3 kere söylemek zorunda kalırım,
Çocukken Adımın beni çok zorladığını  biliyorum. Hele telefonda imkansız.
*
Yıllar sonra başka bir kaynaktan Nayad ‘ın Su Perisi anlamına geldiğini öğrendim. Bu Hoşuma gitti.
Perileri severim, ışıltı hissi verir bana,meleklerle aynıdır benim için.
O zaman adımla barıştım.
Bir de yunanlı bir arkadaşım Nayad ‘ın Araf ‘ta çalışan işçilerden bir kısmı olduklarını söyledi.
Tanrısal enerjiyi maddeye indirenler  demekmiş. Çok iddialı !

Şimdi Bakıyorum da Denizkızı ya da Su perisi fark etmez, ikisi de suda yaşıyor. Benim neye ihtiyacım var ?
Suya !
AdımaTeşekkür.

İkincisi Tanrı yaratır, Haşa, Tanrısal enerjim var demiyorum ama ben de iyi kötü bir şeyler yaratıyorum.
Enerjisi yüksek ve takana iyi gelen takılar yapıyorum.
Şimdi yerli yerine oturdu !
Adıma teşekkür. Nayad ‘la yola devam…
Namaste sana canım Nayadikom.

Herkesin günahını kapatamayacağına göre !..Kendi göz kapağını kapat !


5 Şubat 2012 Pazar

AYNA

Şöyle aynanın karşısına geçeceksin,
Kendine bakacaksın,
Her kareyi inceleyeceksin. Aceleci ve kaçamak bakışlar olmayacak. Yani kendine kaçak bakmayacaksın.Dünyanın en güzel şeyini seyrediyor gibi bakacaksın.Seveceksin.
Bedenini seyredeceksin.Uzun uzun. Adeta meditasyon yapacaksın.Bedenine odaklanacaksın. Yüzündeki lekeleri sevmekle başlayacaksın, sonra kırışıklıkları, sonra boynundaki çizgilere ineceksin, onları da seveceksin.
Her bir noktanla buluşacaksın.Tekrar söylüyorum Kaçamak ve aceleci davranmayacaksın.
Gözlerine ve göz altlarına bakacaksın, Derinliğini inceleyeceksin.40 yaşında olman birşey farkettirmesin.Kendini ilk kez görüyormuş gibi hayretle izleyeceksin.Güneşin doğuşunu seyreder gibi huşuyla seyredeceksin.Kilolarınla buluşacaksın, barışacaksın, Göbeğini inceleyeceksin, yan dönüp bir de yandan bakacaksın.Göbeğin yoksa üzülme, kemiklerini sayacaksın ve onları da seveceksin, ardından tombul bacaklarına ve kalçalarına geçeceksin, tatlı tatlı konuşacaksın onlarla.Ayağındaki nasırlara ineceksin, onları da seveceksin, ellerine bakacaksın, ellerini öp mümkünse, ellerinle saçlarını okşa, ve sev yine kendini, Böyle tatlı tatlı kendine ayar çekeceksin, kutlayacaksın, bugüne kadar kabullenmediğin ve görmekten hoşlanmadığın ne varsa, hepsine ayrı ayrı 3'er dakika bakacaksın. Kendine yaptığın haksızlıklar için ve bedenine zaman zaman sövdüğün için özür dileyeceksin, parmak uçlarında incitmeden sessizce dokunacaksın gözlerinle bedenine, Beğeniyle dolduracaksın gözlerinin ta derinini.
Kabul edecek ve seveceksin kendini.
Bedenin senin kılıfın.
Bedenin senin hazinen,
Onu begenmeden köprüyü geçemezsin, geçene kadar ayıya dayı de istersen, yemezler.SEVECEKSİN !

Sonra başlar zihin ve ruh,
Önce,kendini beğeneceksin.




Nayad / 5 şubat 2012 pazar banyodaki ayna karşısı.

AMAN HA !

Kalbinde yeşil bir dal bulundurursan şakıyan kuşlar gelir.

çakralar :)

Uzun zamandır çakra tasarımları yapıyorum.
TAKANA ŞİFA VERDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM.

Sen de katılsana bana :)

Beni Seveni Seviyorum, Sevmeyene iyi seyirler diliyorum :)